^KUTSALDİNİMİZ BÖLÜMÜ
^DİNİ MULTİMEDYA BÖLÜMÜ
^YUSUFCEBECİ ÖZEL BÖLÜM
^WEB BÖLÜMÜ TASARIMLAR V.S
^Y.C FARKIYLA MOBİL UYGULAMALAR
|
|
|
|
ŞEYTANIN TUZAKLARI
Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (a.s.v) şöyle buyurmuştur;
'Ben sadece Hakka çağırıcı ve gerçeği tebliğ edici olarak gönderildim. Hidayete erdirmek benim elimde değildir. Şeytan da kötülüğü süsleyip iyi gösterici olarak yaratılmıştır. Fakat doğrudan doğruya dalalete sürükleme yetkisi yoktur.'
Yani şeytan sadece kulun kalbine vesvese salar ve günahları güzel gösterir. Elinde daha başka hiçbir yetki yoktur. Buna göre kul, kalbinde beliren şeytan vesveselerini kovmaya ve düşmanına karşı koymaya çalışmalıdır. İnsanın Allahu Zülcelal'e itaat edeceği yerde şeytana uyması, ne kadar kötü bir tercihtir. Nitekim Allahu Zülcelal bir ayet-i kerime de şöyle buyurmuştur;
'Beni bırakıp şeytanın ve onun soyunu mu dost ediniyorsunuz? Oysa onlar size düşmandırlar. Zalimler için bu ne kötü bir bedeldir.' (Kehf;50)
Görüldüğü gibi, Allahu Zülcelal şeytanın insanoğluna düşman olduğunu, onları saptırıp kendisi ile birlikte cehenneme sürüklediğini belirtmektedir. Buna göre akıllı kimse, kendisini şeytanın şerrinden koruyabilmek için olanca gayreti ile onun tuzaklarına karşı koymalıdır. Çünkü şeytan müminlerin açık düşmanıdır.
Cennet, nefsin hoşuna gitmeyen davranışlarla ve cehennemde nefsin arzuları ile kuşatılmıştır. Her nefiste içine vesvese salan bir şeytan ile iyiliği ilham eden bir melek vardır. Şeytan durmadan nefse vesveselerini güzel gösterip onu kandırmaya çalışırken melek de durmadan onu kötülüklerden alıkoymaya çalışır. Nefs bu ikisinden hangisinin tarafını tutarsa o galip gelir.
Şunu iyi bilmeliyiz ki, kalb bir kale gibidir. Şeytan ise onu fethetmek isteyen düşmandır. Kaleyi düşmana karşı korumak için bütün giriş ve çıkışlara nöbetçi dikilmelidir. Nöbetçiler kaleyi iyi bilmedikleri zaman görevlerini tam başaramazlar. Kalbi şeytanın vesveselerinden korumak her müslümanın üzerine farz-ı ayındır. Farz olanı yerine getirmek için kullanılan aracı da bilmek farzdır. Şeytanın kalbe giriş yollarını bilmeden ondan korunmak imkansız olduğu için, o yolların bilinmesi de farzdır.
(Iblis, yer yüzüne indikten sonra, ya Rabbi bana ev ver dedi. Hamamlar senin evin. Yemek istedi. Besmelesiz yenen yemekler senin denildi. Müezzin istedi. Mizmarlar [çalgilar] müezzinin denildi. Yazilarin dövme, hadislerin yalandir. Resulün [elçin] kâhinler, falcilar, tuzaGin da kadinlardir.) [Ibni Ebiddünya, Ibni Cerir]
(Iblis, benim kitabim nedir dedi. Senin kitabin dövmedir, içeceGin sarhosluk veren her içki, sadakatin yalan, müezzinin mizmarlar [çalgilar], mescitlerin de çarsilardir denildi.) [Taberani]
(Iki ses, melundur: Nimete kavusunca [mizmar]çalgi, musibete maruz kalinca feryat.) [Bezzar]
(Allahü teâlânin gazabina sebep olan seyler: Acikmadan yemek, uykusu yokken uyumak, tuhaf bir sey olmadan gülmek, musibette feryat etmek, nimete kavusunca mizmar [çalgi çalmak].) [Deylemi]
(sarkici ve çalgici kadinlar çoGalinca, içkiler her yerde içilince, yere batmalar görülecek, gökten tas yaGacaktir.) [Tirmizi, Ebu Davud, Ibni Mace, I.Ahmed]
(sunlar gelmeden önce salih amel islemekte acele edin. Sefihler basa geçmeden, güvenlik kuvvetleri çoGalmadan, hüküm rüsvetle satilmadan, adam öldürme hafife alinmadan, akraba ziyareti kesilmeden, Kur?an mizmarlardan okunmadan, Kur?ani sarki gibi okuyanlar öne geçmeden.) [Taberani]
(Kur'an mizmarlardan okunduGu zaman ölebilirsen öl.) [Taberani]
(Kur'ani mizmarlardan [çalgi aletlerinden] okuyanlara Allah lanet eder.) [Müsamere]
|
|
|